Genç isim, Akalın ile tanışma hikâyesini anlatarak “Survivor Yasin Obuz, Demet hanımın sunuculuk yaptığı programa konuk olmuştu.
Ben de Yasin’in yanına gitmiştim. Henüz Survivor’a katılmamıştım. Kulisle stüdyo arasında ayaküstü tanıştık kendisiyle. “Bu sene SMS’leri buna mı atıyoruz?” dedi. Ben de “Buna mı?” diye kalakaldım. Tanıştıktan sonraki izlenimim iyi olmadı. Sonrasında arkamdan “Yasin ile geldi. Benden SMS istedi” gibi bir söylemde de bulunmuş” şeklinde konuştu.
Ayşe Yüksel, sevilen YouTube kanalı Bi' Başka'da, Nagihan Karadere'nin Survivor ile ilgili açıklamalarına da değinerek "Nagihan'a hak verdiğim bir kısım var. Herkes çok fazla mücadele etti. Nisa kendisi de sakar olduğunu söylüyordu. Vertigo hastalığı varmış. Sürekli düşüyordu. Herkes kendi emeğini görüyor tabii. Onun da verdiği emekler ve kendisini insanlara geçirme şekli farklıydı demek ki. Yorum yapsak ne olacak? Kızın elinden kupayı alıp yeniden oylamaya girecek halimiz yok" dedi.
ADEM ABİNİN ŞAMPİYON OLMASINI İSTİYORDUM
Hak etti mi sorusunun cevabını halk verdi. Hak etmiş ki şampiyon oldu. Performans anlamında "şaSurvivor finali ve kazananı hakkında ne düşünüyorsun? Nisa hak etti mi sence?
mpiyon olur" diyebileceğim bir isim değildi Nisa. Ama kitle olarak baktığımda "kesinlikle şampiyon olur" dediğim biriydi. Performans olarak baktığımızda Adem (Kılıçcı) abinin şampiyon olmasını istiyordum gerçekten. Çünkü bireysel olarak beni en çok yoran isimlerden biri oldu. Hep söylüyorum, onun peşinde koşarken hızlandım. Mükemmel bir performans gösterdiğini düşünüyorum. Ama demek ki insanlar Survivor'a farklı bir bakış açısıyla bakmaya başladı. Eskiden bildiğimiz gibi çok iyi performanslar, çok güçlü isimlerin ön planda olduğu bir sezon değildi. Z kuşağının hâkim olduğu bir Survivor oldu. Hak etmiş ki kızı şampiyon yaptılar. Tebrik ediyorum kendisini. Kadın bir şampiyon olmasına da çok sevindim.
Nagihan Karadere'nin gösterdiği tepki hakkında ne düşünüyorsun?
Nagihan'a hak verdiğim bir kısım var. Herkes çok fazla mücadele etti. Nisa kendisi de sakar olduğunu söylüyordu. Vertigo hastalığı varmış. Sürekli düşüyordu. Düz dururken de düşebiliyordu. Bir defa "Parkuru ayakta bitirince sana kazandı gözüyle bakılacak artık" demiştim. Herkes kendi emeğini görüyor tabii. Onun da verdiği emekler ve kendisini insanlara geçirme şekli farklıydı demek ki. Bizim işimiz mücadele etmek, parkurda yarışmak. Ama halkın yapacağı şey de sevdiği, ona geçen insana SMS atmak. Demek ki Nisa daha çok sevilmiş. Kabullenmemiz gerekiyor. Ben de "iki sezonda da 3 tane kolye aldım boşa mıydı?" diyebilirim. Ama demiyorum. Her şeye pozitif bakmaya çalışıyorum. Rize'deyken bir anda Survivor'a gittim ve finale kaldım. Dışarıda Survivor'a katılmak, kendini göstermek, belli bir üne kavuşmak isteyen milyonlarca insan var. Onların oturup izlediği mecrada sen yarışıyorsun. Bu bir nimet. Bunun değerini bilmek lazım. Kaçıncı olduğunun değil verilen emeklerin bir önemi var. Survivor'ın hakkını vermek önemli. Nagihan'ın Nisa'nın olmadığı bir Survivor'da da yarışmışlığı var. O dönemde de kazanamamış. Herkesin başarısı takdir edilmeli. Kendi ışığına güvenen başkasının parlamasından korkmaz. Nisa profili belki şampiyonluk kriterlerine uymuyor olabilir. Ama sonuç buydu. Yorum yapsak ne olacak? Kızın elinden kupayı alıp yeniden oylamaya girecek halimiz yok.
Senin şampiyonun kimdi?
Bence ben olmalıydım :) Benim dışımda Adem abinin olmasını isterdim. Bu arada Batuhan Karacakaya ile de birkaç tartışmamız oldu. O da iki senedir benim kadar emek veriyor. Her ne kadar Survivor kafasını çok fazla hırsa büründürmüş olsa da o da şampiyon olabilirdi. Kadın yarışmacılardan da Nagihan, Sema veya Seda abla olabilirdi. Hepimiz güçlü kadınlarız. Survivor kadın erkek ayrımının yapılacağı en son yer bence. Aynı yerde yatıp kalkıyorsun, aynı şeyleri yiyip içiyorsun, aynı eforu veriyorsun. "Bir kadın olarak" söylemi geçtiği an kendimi aşağılanmış hissediyorum. Neden bir kadın olarak ayrımım olsun? Benim erkeklerden ne farkım var? Bir insan ayrımı olarak bakılmalı.
Survivor'a bir daha katılır mısın?
Şu an benden bu kadar diye düşünüyorum. Ama Acun Ilıcalı'nın da ikna kabiliyeti çok yüksek. Hayır diyemiyorsun. Demek de istemiyorsun. Şu an burada oturmamın sebebi, geldiğimiz noktalar onların sayesinde. Bu bir vefa borcu bence. Elimden geleni yapmaya çalışıyorum